18 Eylül 2013 Çarşamba

Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı

 
Dün Sütlüce'deki Haliç Kongre Merkezi'nde "Artinternational İstanbul" Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarına gittik. Dünyanın her yerinden ünlü galerilerin katıldığı bir etkinlikmiş. Modern sanatın çok ilginç örnekleri sergileniyordu. İnsan böyle şeyleri görünce hayal gücünün ne denli sınırsız olduğunu daha iyi anlıyor.

 
Ben bu işin uzmanı değilim, ama ilgimi çeken, hoşuma giden eserleri cep telefonuyla fotoğrafladım (ne yazık ki fotoğraf makinesi götürmemiştim.)



 
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim giriş 30 TL, katalog 30 TL, cafelerde yeme içme de oldukça pahalıydı.



Domuzcuklar ipek halı kaplanmıştı.


8 Eylül 2013 Pazar

"Sweet Home" Yastıklar


"Evim Güzel Evim" insan evinden uzaklaşınca, nasıl da kıymetini anlıyor değil mi?
Tatile bile gitsek, en çok bir hafta sonra evim gözümde tütüyor.
Daha önce küçüklerini yaptığım evlerin bir de büyük yastık şeklinde olanlarını çalıştım.
Ben pek beğendim, bilmem siz ne dersiniz? Bunların daha başkasını da çalışayım, kocaman bir mahallem olsun diyorum.
Gerçi Heybeli Adaya Meyra butiğe gittiler ama olsun, ben yine yaparım.
Bana ilham veren, adanın kedi ve köpeklerine selam olsun.






4 Eylül 2013 Çarşamba

Biz de Merdiven Boyadık :)



Biz bu akımı çok sevdik. Zaten boyama bizim en büyük zevkimiz. Kendi çapımızda baba evimizin merdivenlerini boyayarak bu kampanyaya katıldık. Annemle, teyzemin o kadar hoşuna gitti ki anlatamam. 

                                                         İşte teyzeciğim (söylemesi ayıp 85) bize poz veriyor.

1 Eylül 2013 Pazar

Kedi Yastıklar

 


Bir önceki postumda kızımın kedisi Hamur'u ne kadar sevdiğimden bahsetmiştim. Ama asıl kedi sevdalısı büyük yeğenim Irmak, evine kedi alma izni olmadığı için ona bu yastıkları yaptım. Kumaş boyası ile pamuklu kumaş üzerine oluşturduğum bu kız ve erkek kedileri boncuk elyafla doldurdum.
(Kullandığım teknik, "komikçi dükkanı" ve "ayçokşirin" bloglarından öğrendiğim tekniklerdir. )
 
 
 
 
 

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Minik kedi "Hamuurrr"...


 Bunca yaş yaşamak bana "büyük konuşmamak" gerektiğini hala öğretmemiş. Ben bu kedi köpek merakını bir türlü anlayamazdım. Adeta insanları saran bu çılgınlığa biraz müstehzi bir tavırla, bıyık altından gülerdim.
Ta ki kızım minik bir kediyi (yukarıda görünen) sahiplenene ve bayram tatilinde seyahate giderken bize bırakana kadar. Önce bizi çok sıktı, yazlıkta her yer açık, dışarı çıkmak istiyor. O kadar küçük, bir de emanet kaybolacak diye korkuyoruz. Aramızda bir mücadele sormayın. Bir gece bulunduğu odada canhıraş miyavlamalarla uykumuzdan fırladık. Hemen yanına gittik, yavrum oyuncağı ile oynarken oyuncağın ipiyle bacağını yatağın bacağına dolamış, çıkamıyor, kurtulmaya çalıştıkça bacak zorlanıyor. Hemen ipi kesip kurtardık. Öyle korkmuştu ki, küçük bir çocuk gibi kucağımıza büzüldü, inliyor. O bir kırılma noktası oldu, artık onu bir hayvan gibi değil çocuğumuz gibi görmeye başladık. Önceleri aksayarak yürüyordu, sakatlandı diye çok azap çektik. Neyseki ertesi gün düzeldi. Anladık ki biz nerdeysek o da orda olmak istiyormuş. Evin içinde onun yanında olacağımız şekilde bir düzen kurduk ve 11 gün mutlu bir şekilde yaşadık.
Şimdi onu özleyip ziyaretine gidiyoruz. Kızımızdan fotoğraflarını istiyoruz. Bu hafta sonu birlikte tekrar geldiler, artık eve iyice alışmış, her yeri öğrenmiş, biraz daha büyüdüğü için kontrollü olarak bahçeye de çıkarttık. Sarmaşıklara tırmandı, en kuytu köşelere girdi, karınca, kelebek hatta arı kovaladı. Arı sokacak diye korktuk, ama neyseki bir şey olmadı... şimdi şehrin her yerinde minik kediler dikkatimizi çekmeye başladı, bir farkındalık geliştirdik, mümkün olsa hepsini sahiplenmek isterdik. Tüm kedi köpek seven dostlarımdan özür diliyorum. Artık ben de onlara bayılıyorum. Sevgilerimle...